Kantaron Yağı

KANTARON YAĞI

St. John’s Wort Oil

Bir Şişe Mucize, Bir Şişe Şifa, Bir Şişe Güzellik Efsanesi…

Ortaçağ’dan bu yana büyüsel özellikleri olduğuna inanılan, çiçeklere olan sevgimizin ve merakımızın en üst noktası olan, sarının en güzel tonunu taşıyan naif şifa deposu bir bitkidir sarı kantaron! Eski Roma’da evleri yıldırımdan koruduğuna inanılır, hastalıkları kovmakta kullanılırdı. Günümüzde de dünyanın birçok yerinde kullanılan kantaron bitkisi haziran-eylül döneminde açtığı çiçekler kurutularak yağı elde edilen nadir bitkilerden birisidir.

En çok Ege Bölgesi’ndeki tarlalarda, Kaz Dağları’nda yol ve orman kenarlarında kolayca yetişir ve rastlanır kantarona… Çocukken yaz aylarında güneşten cildimiz fazla yandığında annelerimizin çantasında hiç eksik olmayan Kantaron Yağı’nı sırtımıza, omuzlarımıza, yüzümüze sürdüğünü hatırlarsınız. Yanmış cildimiz Kantaron Yağı ile ferahlar, hatta ertesi gün tekrar güneşe çıkmamıza hazır hale gelirdi. Hepimizin baş ucunda bir şişe Kantaron Yağı olurdu. Yaralarımızı iyileştirir; O sarıdan kırmızıya çalan gökyüzü rengi bir şişeye sığardı. Şifa ve bereket dağıtmak için sabırsızlanırdı adeta… O dönemlerde Kantaron Yağı ev ahali, komşu, arkadaş ihtiyacı olan herkese hiç düşünmeden hediye edilir, mucizevi sonuçlarına defalarca hep beraber tanıklık edilirdi.

Kozmetik sektöründe özellikle doğal sabun yapımında, faydaları saymakla bitmez Kantaron Yağı çok tercih edilmektedir. El ve yüz hijyeninde, sabahları yapılan ılık bir duşta Kantaron Yağı ile yapılan bir sabunun verdiği ferahlık hiç şüphesiz cildimize istediğimiz yumuşaklığı verecek, şaçlarımıza doğal bir bakım uygulayacaktır. Bu nedenle şampuan, losyon, dudak balmı, krem doğal sabun ve daha nice birçok ürünün, harika nemlendirici etkisiyle vazgeçilmez yağlarından birisidir Kantaron Yağı…

Kantaronun bileşimindeki en önemli ve şifa veren madde “Hypericin” dir, buna ek olarak içeriğinde pseudohypericin, protohypericin, protopseudohypericin, hyperoside, rutin, quercitrin, isoquercitrin, quercetin, biapigenin, amentoflavone, hyperforin, adhyperforin, caffeic asit, chlorogenic asit, ferulic asit, hyperfolin, p-cumaric asit, p-hydroxybenzoic asit, vanillic asit, uçucu yağlar, ß-sitosterol, C vitamini, A vitamini bulunmaktadır. Sarı kantaron otu tam bir şifa kaynağıdır. Avrupa ülkelerinde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Doğal bir antidepresan olarak kabul edilen sarı kantaron otu depresyonu önleyicisi olma özelliğiyle öne çıkmaktadır. İçerisinde yer alan önemli maddelerden bir tanesi olan hiperisinin diğer bileşiklerle bağdaşmaya girdiğinde beyin sinirlerinde yumuşatma gerçekleştirdiği söylenmektedir.

Halk arasında “Sarı kantaron”, “Binbirdelikotu”, “Kılıçotu”, “Kanotu”, “Hypericum perforatum”, “Centaury” diye de anılan “Peygamberçiçeği” de denilen antiseptik ve birçok özelliğiyle kantaronun kurutulmasıyla özlerinden elde edilen Kantaron Yağı’nı listelerinizden eksik etmemenizi, bu mucizevi yağdan sizlerin de faydalanmasını özellikle tavsiye ederiz…